“Garip değil mi
ruhunu değiştirebilen insanoğlu, kaderini değiştiremiyordu.”
Öyle garip ki
kader, koca Fransa’da onca insan varken hep bizim aynı 6 karakterimizin yolunu
kesiştiriyor. Kitaptaki tesadüfler dizisi sayesinde hep bir hareket, hep bir kovalamaca
var. Ne karakterlerimiz ne de siz dinlenme fırsatı bulabiliyorsunuz.
Çoğumuz
Sefiller’in konusunu oradan buradan duymuşuzdur, biraz da olsa
biliyoruzdur. Bilmeyenler için özetlemek
gerekirse hikaye Paris’te, 1830 İhtilali sıralarında Jan Valjan adındaki eski
bir kürek mahkumu ve hayatındaki belli başlı insanların etrafında dönüyor. Kitabın
ilginç tarafı ne olursa olsun belli başlı karakterlerin sürekli kendilerini
tekrar tekrar göstermeleriydi. Victor Hugo önce size bir karakteri tanıtıyor,
onun gözünden hikayeyi anlatıyor, sonra da önünüze farklı bir karakter koyup
daha biraz önce size anlattığı kişiyi tamamen başka biriymiş gibi gösteriyor.
Kitabın
birden çok cildi var. Orijinal hikaye o kadar uzun ki kitapta 800 kelimelik bir
cümle olduğu söyleniyor. Hikayenin bu kadar uzun olmasının sebebi Victor
Hugo’nun her karakteri ve her sahneyi derinlemesine anlatması. Yerli yersiz
betimlemeler kullanması ve sürekli benzetmeler yapması da hikayenin uzamasına
sebep oluyor. Bunların en önemli sebebi Victor Hugo’nun başlattığı romantizm
akımı aslında. Romantizm denince akla ilk gelen isimlerden biri olan Victor
Hugo, diğer bir sürü eseri gibi Sefiller’i de bu akıma uygun olarak yazmış.
Adından
da belli olacağı gibi Sefiller sefalet içinde yaşayan insanları konu alıyor. Yeğenlerini
doyurabilmek amacıyla ekmek çaldığı için 19 yıl boyunca hapis yatan Jan
Valjan’dan sevgilisinin yaptığı acımasız bir şaka yüzünden hayatı mahvolan
Fantine’e, Fantine’den kendi açgözlülükleri yüzünden ara sokaklarda sürünen
Tenardiye ailesine kadar her türden sefilliği işlemiş Victor Hugo. Suçluluk,
çaresizlik, umut, aşk ve özgürlük kavramlarını temelinde alan hikaye; bize
aslında insanlığın başından beri aynı duygulara dayandığını da gösteriyor. Hem
tarihi, hem polisiye, hem dram, hem de bir aşk romanı diyebileceğimiz Sefiller
aynı zamanda Fransız halkının destansı özgürlük savaşının da bir kısmını
yansıtıyor. Yıllar, yüzyıllar geçse bile insanlığın
değişmediğini/değişmeyeceğini gösteriyor.
“Yasalar ve töreler uygarlık adına bir cehennem yaratarak
Tanrısal yazgıya uğursuz damgasını vurduğu; insanlık erkeğin emeğinin
sömürülmesini, kadının fuhuşla, çocuğun gece ve açlıkla aşağılanmasını
engelleyemediği; bilgisizlik ve yoksulluğun giderilmesi gerçekleşmediği sürece,
bu tür kitapların yararlı ve zorunlu olduğu inancını belirtmek istiyorum.”
Hauteville-House, 1 Ocak 1862, Victor Hugo
Hauteville-House, 1 Ocak 1862, Victor Hugo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder