Hepinize mutlu ve bol kitaplı yıllar dilerim!
Hırsızın Çaldıkları
"Aslında kitabın neyle ilgili olduğu önemsizdi. Asıl önemli olan, taşıdığı anlamdı..."
KitapHırsızı/Markus Zusak
31 Aralık 2017 Pazar
29 Aralık 2017 Cuma
Kitaplar, Kitaplar, Kitaplar...
Hayatının yarısında yüzen,
çeyreğinde basketbol oynayan ve geri kalanında da kendine tamamen farklı bir
yol çizip Jimi Hendrix olmaya heveslenen, bir TARDIS’i olması için dünyaları
verebilecek olan, 221B’de yaşamak isteyen, yaşı geçmesine rağmen hala Hogwarts
mektubunu bekleyen, yazlarını Melez Kampı’nda geçirmeyi hayal eden,
Meggie’ninki gibi büyülü dili olsaydı kendini hangi hikayelerin içine
sokacağını düşünüp duran bir “Kitap Hırsızı” olarak görebilirsiniz beni.
Kitap Hırsızı adını seçmemin
nedeni de hayatımın büyük bir kısmını kaplayan kitaplar aslında. Kitap
Hırsızı okuduğum ve beni en derinden
etkileyen kitaplardan biriydi diyebilirim. Biraz da başkarakter Liesel’i
ve olduğu o kötü durumda kendine yarattığı kaçış yolunu kendime yakın bulduğum
için seçtim Liesel’in lakabı olan “Kitap Hırsızı” adını. Okumayı bu kadar
sevmeseydim bu güzel kitapla da tanışamayacaktım zaten.
Okumak ciddi anlamda hayatımın
büyük bir bölümünü kaplayıp bana zevk veren bir şey aslında. Okurken çoğu zaman
farkında olmadan kendimi içinde
bulunduğumuz dünyadan soyutluyor, okuduğum evrene kapılıyorum. Bazen bu
evrenler insanların beklediğinden çok daha geniş oluyor, çok daha farklı
kapılara açılıyor; farklı diyarlara dallanıp budaklanıyor. Tabii bu geniş
dünyayı görmek için ilk durağımız kitap kapakları oluyor. Sanırım kitap
kapaklarına dokunmayı sevmemin en büyük sebebi bu.
Küçük
yaşlardan beri kitapları kokusundan tutun içeriğine kadar çok sevmişimdir.
Hatta kitap hastasıyım diyebiliriz. Sanırım kitaplarla ilgili en sevdiğim kısım
okurken kendinizi kaybettiğiniz o an oluyor. Hani olur ya, etrafınızdaki
kimseyi görmezsiniz; sadece kitap karakterlerini duyar ve o sahneyi görürsünüz
gözünüzün önünde. Benim en sevdiğim kısım burası işte. Çünkü her ne
kadar okuduğum bazı şeylerden sonra o kadar güzel bir fikir olmadığını anlasam
da olağanüstü bir yeteneğim olsaydı yapmak isteyeceğim ilk şeylerden biri
sevdiğim hikayelerin içine girmek olurdu. Okumaya iyice kaptırıp bu aşamaya
geldiğimdeyse kısmen bunu başarmış oluyorum. Eğer kitap okumanın evreleri
olsaydı benim en sevdiğim kitap karakterlerini etrafımda gördüğüm o mükemmel
kısım olurdu sanırım. Bazı insanlar kitap okumayı çok gereksiz ve sıkıcı olarak
görür ama benim hayatımın en önemli parçası ve hayatımın bu derece iyi yönde
şekillenmesinin en büyük etkenlerinden bir tanesi. Okumayı öğrendiğimden beri
kitap okuduğuma pişman olup olmadığımı sorarsanız, bu soruya hayır olarak cevap
veririm. Okumaktan hiçbir zaman da vazgeçmeyeceğim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)